Özgüvenin Azı kararsızlık, fazlası kibir: Sağlıklı bir hayat Mümkün mü?

Özgüvenin Azı kararsızlık, fazlası kibir: Sağlıklı bir hayat Mümkün mü?

Özgüven, bireyin kendisi hakkında sahip olduğu genel değerlendirmeler yapılarak, düşük güçlerin de aşırı bozulmaların de kişinin hayatında olumsuz olumsuzluklar yaratacağını söylüyor.

Sağlıklı yaşamın, bireyin kendi gücünün bilmesi, yeteneğinin inanması ve hatalardan ders çıkararak gelişimin açık olmasıyla şekillenmesi ifade eden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “ Düşük güçler bizi sürekli sorgulamaya iterken, aşırı bazen gerçekleri görmemizi engelleyebilir.” dedi. Sağlıklı bir hayat için kişinin kendi değeri dış etkenlerden bağımsız olarak kabul etmeyi öğrenmesi gerektiğini vurgulayan Demir, “ Özgüven bir kas gibidir, ne kadar çalıştırırsanız, o kadar güçlenir!” dedi ve bağışlamayı geliştirecek önerilerde bulundu.

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, sağlığın ne olduğunu, nasıl zayıflıkların, düşük veya aşırı stresin etkileri ve zorluklari için uygulanabilecek psikolojik tedavilerden bahsetti.

Sağlıklı öz güvenin bazı temel bileşenleri var!

Özgüvenin, bireyin kendisi hakkında sahip olduğu genel değerlendirme olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Özgüven, kendi değerini bilme, yeteneğine inanma ve hayatın karşılaştığı zorluklarla başa çıkabilme kapasitesidir.” dedi.

Sağlıklı hayatın temel sonuçlarınıi yüzünden Demir, “Gerçekçi öz-değerlendirme, yani ne çok yüceltmek ne de küçümsemek. Kendi değerini kabul etmek, başarıdan bağımsız olarak kendini sevmek. Hata yapmaya açık olmak, hatalardan ders çıkarmak, pes etmemek. Bağımsızlık ve sosyal uyum, kendi kararlarını alırken başkalarıyla sağlıklı yaşamlar kurabilmek.” şeklinde konuştu.

Özgüvenin da fazlası da hayat kalitemizi etkileyebilir 

Özgüvenin genetik olarak yatkın olabileceği, ancak büyük oranlarda faktör faktörleri ve yaşam deneyimleriyle şekillendiğine dikkat edilmesi Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Çocuklukta bakım verenlerin tutumu, başarının ve sakatlığın nasıl karşılandığı, sosyal patlamaların patlamaları atar.” dedi.

Zayıflık ve aşırı ilişkilere değinen Demir, şunları söyledi:

“Düşün özgüven, sosyal kaygı, Esneklik ve çekingenlik, karar vermeme ve kendini sürekli sorgulama, başarı korkusu, daire ve risk almaktan kaçınma, bireysel ayrıntılara aşırı bağımlı olma gibi durumlara neden olabilir. Aşırı değişkenlik ise bazen narsistik geçişler olarak yorumlanabilecek davranışlarla kendini gösterebilmektedir. Kendi hatalarını fark etmeme, eleştiriyi kabul etmeme, empati eksikliği gibi durumlar kibirli veya gerçeklikten kopuk bir izlenim yaratabilir.

Özgüvenin da fazlası da hayat kalitemizi gösterebilir. Düşük akımları bizi sürekli sorgulamaya iterken, aşırı akımları bazen gerçekleri görmemizi engelleyebilir.”

Hataları deneyim olarak değerlendirme öz güveni artırabilir!

Bir hastalığın sağlıklı olabilmesi için önerilerde bulunan Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Kendi güçlü ve zayıf gücünüzü objektif bir şekilde değerlendirmek önemlidir. Kendinizin yapabileceği gibi kabul etmek, eksiklerinizi gerçekleştirmek için açık olmak sağlıklı bir sakatlıkların temelidir. ‘Her konuda mükemmel olmalıyım’ yerine, ‘Ben yeteneğinin en iyi şekilde gelişmesi ve gelişmeyem’ bakış açısını desteklemek, sağlıklıi dedi.

Hatanın değişmesi ve aslında öğrenmenin en güçlü yollarından biri olup olmadığını çizen Demir, “Hataları başarısızlık olarak görmek yerine, birer deneyimi olarak değerlendirirseniz hem daha cesur hareket edebilir hem de olan güveninizi artırabilirsiniz. Örneğin, bir hatada ‘Bundan ne öğrendim?’ diyerek, büyümenizi destekleyerek sağlıklı bir büyümenin iyileşmesine yardımcı olur.” açıklamasını yaptı.

Sağlıklı bir ilişki için kendi değerimizi dışlayan faktörlerden bağımsız olarak kabul sloganı

Diğerlerinin devre dışı bırakılması, ekonomik durumumuzu dalgalı hale getirebilmesini kaydeden Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eğer kendimizi sürekli olarak insanların beğenisine göre değerlendiriyorsak, eleştiriyle sarsılabilir veya ilgi görmediğimizde güçsüzlükten tıslayabiliriz. Sağlıklı bir hayat için kendi değerimizi dış faktörlerden bağımsız olarak kabul etmeyi öğrenmeliyiz. Kendi kararlarınıza güvenmek ve içinizdeki sesin duyulması bu süreci devam ediyor.

Hayat sürekli değişiyor ve bazen planlarımız gibi gitmeyebilir. Sağlıklı bir bireylere sahip, bu değişimleri ürete uyumu sağlayabilen, alternatif çözümler üretebilen ve ödemelerle başlayabilen kişilerdir. ‘Planım işlemedi, demek ki ben başarısızım’ yerine ‘bu beklediğim gibi olmuyor ama farklı ışıklar deney yapabilmek’ diyebilmek, hastalıkların sağlıklı bir temele oturmasını sağlar.”

Büyük başarıların yerine küçük ve başarılı başarılarla gelişimi desteklenebilir!

Özgüvenin, gelişen gelişen istikrarlı bir beceri olduğunu vurgulayan Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Bilişsel davranışçı terapi (BDT) yöntemlerine göre, bireyin kendisi hakkında oluşturulan içsel inançlar ve öğrenilmiş deneyimler, beyin nöroplastisite sayesinde, düşünce ve davranışımızı değiştirmemizi mümkündür.” dedi.

Davranışsalye psikolojiye göre bireylerin küçük başarıları elde ettikçe kendilerinin olan güvenleri arttığına işaret eden Demir, “Albert Bandura’nın ‘öz yeterlilik’ temsiline göre, bir alanda başarılı deneyimler yaşamak, bireylerin o bölgede kendine güvenmesini sağlar. Örneğin, büyük yerine küçük ve elde edilen başarıların elde edilmesini destekler.” önerisinde bulunuldu.

içinde iç konuşmalar yapın…

Bilişsel psikolojinin, kişinin kendi içiyle yaşadığı diyalogların duygusal olarak değişimini gösterdiğini dile getiren Demir, “’Ben bunu yapamam’, ‘yeterince iyi değilim’ gibi olumsuz iç konuşmalar karşılığında düşük hastalıklara yol açarken, ‘elimden gelenin en hayatta kalabilir’, ‘bu bir öğrenme süreci’ gibi olumlu ve olumlu iç konuşmalar sesi olan güvenliğini sağlar.” dedi.

“Psikolojik araştırma, beden dilinin sadece saklandığı değil, kişinin kendisine ait olan algısını da geliştirebildiğini ortaya koyuyor.” diyen Demir, yapılan bir gelişme, dik durma ve geniş beden hareketleri gibi ‘güç pozlarının’ stres seviyesinin düştüğünü ve bireyin kendini daha güçlü hissetmesine katkı özelliklerinin bulunduğunu söyledi.

“Özgüven bir kas gibidir, ne kadar çalıştırırsanız, o kadar güçlenir!”

Öğrenilmiş çaresizlik imkanına göre, bireyin sürekli rahat olduğu bir alanda kalması, yeni ve bilinmeyenz durumlara karşı korku iyileşmesine neden olabileceğini ifade eden Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Özgüveni artırmanın en etkili yollarından biri, yeni deneyimlere açık olmak ve küçük adımlarla alışılmışın çıkmaktır. dedi.

Sosyal karşılaştırma teorisine göre, insanlar başkalarıyla kıyaslayarak davranışlarını şekillendirdiğini aktaran Demir, sayıları şu şekilde tamamladı:

“Ancak sürekli olarak daha başarılı veya daha yetenekli bireylerle karşılaştırma yapmak, büyümenin düzelmesine neden olabilir. Bunun yerine, kişinin kendi ilerlemesine odaklanması ve kendi gelişimi tarihsel durumuyla karşılaştırılması daha sağlıklı bir yaşamın gelişmesini sağlar. Özgüven bir kas gibidir, ne kadar çalıştırırsanız, o kadar güçlenir!”

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın